Kalemimizi, kağıdımızı hazırlayalım ve saatlerimizi ayarlayalım. Yaratıcılık egzersizi yapma vakti.
Şöyle bir söz deyiş var: Ne kadar çok fikir, o kadar iyi fikir. Birçok fikir ortaya attığımızda muhakkak bazıları diğerlerinden daha iyi olacaktır ve biz kötü fikirleri eleyerek içlerinden en iyisini seçebiliriz. Konu fikirler olunca, alternatifler elimizi güçlendirecektir.
Ve ne kadar çok pratik yaparsak, egzersiz yaparsak farklı ve yaratıcı düşünce kaslarımız o kadar çok gelişmiş olur. Gerçekten ihtiyacımız olduğunda da, ki her zaman ihtiyacımız var, kendilerine güvenebiliriz.
Bir tür egzersiz, hali hazırda kullandığımız bir şeyi farklı bir amaçla nasıl kullanabileceğimiz. Verilen sürede ne kadar çok fikirle geldiğimiz önemli. Eminim bunlardan birkaçı oldukça özgün, yaratıcı fikirler olacaktır.
- Ataçları farklı bir amaç için kullansak bu ne olurdu? 90 sn
- CD’leri başka hangi amaçlarla kullanabiliriz? 90 sn
- Tuğlayı farklı amaçlar için nasıl kullanabiliriz? 90 sn
- Bir diğer egzersiz ise herhangi bir eşyanın, maddenin özelliklerini sıralamak, ve bu özellikleri değiştirerek nasıl daha farklı ürünler geliştirebileceğimizi düşünmek.
- Post it yapışkanlarını düşünelim. Bu yapışkan kağıtların özelliklerini değiştirerek nasıl daha farklı amaçlar için yeni post it ler üretebiliriz?
- Aynı şeyi buzdolabı için düşünelim. Buzdolabının özelliklerini değiştirerek farklı özelliklerde nasıl buzdolapları tasarlarız? Bu egzersizde de daha önce yapmadığımız bir şeyi deneyelim.
- Daha önce hiç yemediğimiz bir şeyi yiyelim? Yediğimiz bir şeyi daha önce yemediğimiz bir şekilde yiyelim?
- Daha önce konuşmadığımız birisine açık uçlu, “evet, hayır” soruları değil, 5 soru soralım. Bu egzersizi yapan bir katılımcı, bir şişeye hazırladığı soruları ve iletişim bilgilerini koymuş ve şişeyi denize fırlatmış. Oldukça yaratıcı, bakalım şişe kime, ne zaman ulaşacak ve yanıtları ne olacak.
- Daha fazla nasıl yaratıcı olabiliriz? Düşünelim.
- Herhangi bir şeyi daha farklı şekilde nasıl yapabiliriz? Alternatifler, seçenekler neler olabilir?
- Hediye verirken daha yaratıcı nasıl olabiliriz? Gerçek sürpriz hediyemiz olsun:)
- Seyahatler? Kesinlikle en zenginleştirici egzersizlerden birisi seyahate çıkmak diyebilirim. Sizi ikna etmemi isterseniz “En zenginleştirici yaratıcılık egzersizi olarak seyahatler” yazısına göz atın 🙂
Eskişehir’deki Adımlar Kitap Cafe’nin masalarında masa numarasını göstermek için taşlar kullanılmış. Yaratıcı!

Ne kadar çok egzersiz, o kadar yaratıcılık! Ne kadar çok fikir, o kadar iyi fikir!
Başlayalım:)
Sevgili zeynep, yazın bana nedense yüce peygamberin uyarısını hatırlattı: “iki günü denk olan ziyandadir”
çevremizle, insanlarla ve nesnelerle olan ilişkilerimizi “rutin”in yipratan etkisinden kurtarmanın yolu, onerdiginiz gibi yapmaktan geçiyor. Açıkçası, yazıdaki öneriler üzerinde düşünürken bile zihnim canlandı.
Bir şeyi daha hatirladim: tarih öncesi atalarımız yanlarında İsviçre bıçağı değil yonga şeklinde küçük cakmaktaşları taşırlardi. Onunla ateş yakar, eti keser, kemiğin iliğini çıkarır, kabuklu meyveleri kirarlar, bir başka taşı yontarlardı. Yaptiklari hiçbir alet tek bir amaca ozgulenmemisti. Sürekli aynı yerde kalmazlardi, belirli bir adresleri yoktu. Oluşturdukları grupların (band) yapısı da oldukça akışkandı, fusion-fission (ayrılma-katilma) ilkesi geçerliydi. Belki de bu gibi farklılıkları nedeniyle bunama, Parkinson, Alzheimer gibi hastalıkları bilmiyorlardı.
Kalemine saglik, sevgiyle kal,
BeğenLiked by 1 kişi
Ayrılma-katılma ilkesi ile ilgili modern insanlar olarak elimizde “seyahatlerimiz” var diye düşündüm yorumunuzu okuyunca. En Zenginleştirici Yaratıcılık Egzersizleri Olarak Seyahatlerimiz adlı yazıyı sizden aldığım ilhamla yazdım:
“…Yuval Noah Harari Hayvanlardan Tanrılara Homo Sapiens adlı kitabında, ilk medeniyetlerin bizler gibi yurt dışı gezilerine pek meraklı olmadıklarına, mesela tatil için Mısır’dan kalkıp da Babil’in Asma Bahçeleri’ ne gitmediklerine, bizim kuşağımızınsa tüketici çılgınlığı içerisinde yurt dışı seyahatleri ile yeni bir hobi geliştirdiğine değinir. Yurt dışına olan ilgimizin yalnızca tüketimi beslediğinin altını çizer. Halbuki bu konuya yaratıcılık kapasitemizi geliştirme gözüyle bakacak olursak, yurt dışı seyahatlerimiz başlı başına yaratıcılık egzersizidir diyebiliriz.
Hiç bilmediğimiz bir yere gidiyoruz, farklı bir mimari, küreselleşmeye dayanabilen yerel lezzetler, kıyafetler, farklı bir dilin kendine özgü vurguları, seslenişleri, o bölgede yaşayan medeniyetlerin kendilerine has sanat eserleri, sonra farklı müzeler, müzik, fiziksel özellikler, bitki örtüsü, alışkanlıklar, gelişmişlik düzeyleri, daha neler neler… Her şeyin daha farklı olabileceğinin bir kanıtı…”
BeğenLiked by 1 kişi