Gerçek Dostlukları Nasıl Kurarız?

Hayatımızda sahip olduğumuz ve olabileceğimiz kesinlikle en değerli varlıklarımızın ilk sıralarında gelir: Arkadaşlarımız.

Nedir onları bu kadar değerli yapan: Bize yaşam vermeleridir. Kendi öz kaynakları ile bizi beslerler; sevgileriyle, ilgileriyle, güçleriyle. Veya bizi zehirleyebilirler kendi öz kaynakları ile; kıskançlıkları, öfkeleri ve zaafları ile.

Kimlerle arkadaşlık yaptığımız, onlarla neler yaptığımız, neler paylaştığımız, birlikte ne kadar vakit geçirdiğimiz hayat kalitemize, kim olduğumuza, kim olacağımıza büyük ölçüde yön verir.

Bu nedenle alelade arkadaşlıklar yerine, çok daha doyurucu, zenginleştirici arkadaşlıklar kurabilmeye zaman ayırmalı ve bunun üstüne biraz düşünmeli ve çalışmalıyız.

Beraber düşünelim.

Arkadaşlıkların doğal ayıklanma süreci

Hepimizin ilk arkadaşları ya okul çevresinden, ya oturduğumuz mahalleden, siteden, yazlıktan ya da aile çevresindendir. Bir ortak nokta var, bir şekilde birleştirici, bir araya getirici bir etken. Tamamen kendi seçimimiz olmaktan ziyade akraba ilişkileri gibi, tam olarak neyden motive olduğumuzu bilemeden gelişen doğal bir arkadaşlık.

Bu doğal sınırlarda gelişen arkadaşlıklar bizler büyüdükçe sınırlarımızın genişlemesiyle çekim güçlerini kaybetmeye başlarlar. Yalnızca daha yakın hissettiklerimizle bağımız hala kuvvetlidir. Diğerleri pek fazla ilgi alanımızda değillerdir artık, ilişkiler zayıflar, iletişim güçsüzleşir.

Veya tanıştığımız dönemde çok hoşlandığımız, birlikte vakit geçirmekten zevk aldığımız arkadaşlarımızdan sonraları aynı tadı alamayız. Nedendir, ne değişmiştir? Tanıdıkça, sohbet ettikçe, birlikte vakit geçirdikçe, veya beraber bir şeyler yaşadıkça bizim için iyi bir yol arkadaşı olacaklarından kuşku duymaya başlamışızdır. Belki de bize yetmiyordur artık. Bizi anlamıyordur. Aynı düşünmüyoruzdur.

Üzülürüz çoğunlukla, bu duruma, eskisi kadar sık görüşmek istemeyişimize, sanki elimizden kayıp gidiyordur da kalsa iyi olacaktır.

Bizce olan kazansın

Halbuki olması gerekene doğru bir yolculuğa çıkıyoruzdur. Herhangi bir ortaklık ile gelişen, korunan arkadaşlıklar yerine bilinçli bir tercihle ne aradığımızı, ne istediğimizi bilerek daha bizce arkadaşlıklar kurmaya doğru bir yolculuk başlıyordur. Başlasın.

Arkadaş seçimi

Öncelikle neden arkadaşlık yaparız?

Sadece yalnız kalmamak için mi, tek başına sinemaya gitmenin biraz garip olacağını düşündüğümüz için mi, günlük yazar gibi an be an neler yaptığımızı, neler hissettiğimizi durmaksızın anlatabilmek için mi, sıkıntılarımızı tekrar tekrar anlatabilip rahatlayabilmek için mi?

Güzel anları paylaşıp çoğaltmak için mi, öğrendiklerimizi bildiklerimizi paylaşarak başka bir hayatı zenginleştirebilmek için mi, hayatı birlikte keşfetmek için mi?

Elbette tek bir motivasyonumuz yoktur. Ama hangi sebebin, motivasyonun ağırlıklı olduğu ilişkimizin, arkadaşlığımızın kalitesini büyük ölçüde etkileyecektir.

Kendimizi anlayalım öncelikle bir arkadaşlıktan biz ne bekliyoruz? Biz ne verebiliriz? Önceliklerimiz neler?

Alıcı gözle bakalım

Şimdi etrafımıza bakalım. İstediğimiz arkadaşlığı kurabileceğimiz potansiyeller var mı etrafımızda? Gözlem yapalım. Onlar neler yapmaktan hoşlanıyorlar, hayata nasıl bakıyorlar, neler düşünüyorlar, alışkanlıkları bize uygun mu, konuşabileceğimiz sohbet edebileceğimiz kişiler mi, ilgi alanları neler, güzel huylular mı, iletişimleri nasıl, sağlıklı mı, güç peşindeler mi, yoksa paylaşmaya istekliler mi? Tüm bu soruların çerçevesinde etrafımızı gözlemleyelim.

Eğer etrafımızda kendimize uygun birilerinin olduğunu düşünmüyorsak alternatifleri düşünelim, acaba biz kısır bir çevrede miyiz, bu çevreyi genişletme veya daha iyi bir çevre yaratma imkanımız olabilir mi?

Bu arada şu konuda özellikle ılımlı olalım. Sağlam arkadaşlık kurabileceğimiz kişilerin etrafımızda olmadığını düşünüyorsak da, doğal olarak yakın çevremizde olanlarla, mesela okul arkadaşlarımızla, bölümden arkadaşlarımızla, iş arkadaşlarımızla, eski arkadaşlarımızla  ilişkilerimizi rölantide tutalım. “Sen o değilsin” tavrımızla soğuk ve uzaklaştırıcı olmayalım, gerektiğinde yine sohbete katılalım, gerektiğince yine paylaşalım  ama biz farkında olalım bu ilişkinin aradığımız arkadaşlık olmadığının. Eğer böyle düşünürsek, beklentimizin altında kaldıklarında, veya hoşlanmadığımız şeyler olduğunda hayal kırıklığına uğramayız.

Yeni bir arkadaşlığın kıyısında

Bir şeyler yakalamış olabilir miyiz, yakın olabileceğimizi düşündüğümüz birileri var gibi mi? O zaman şans verelim, biraz tanımaya çalışalım.

Bakalım, bakalım:)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s