İlişkinin olup olmayacağına karşı tarafın şartlarını, engellerini düşünüp tartarak karar vermeye çalışmayalım. Önce biz kendi açımızdan düşünelim, kendi şartlarımızı, isteklerimizi.
Biz neden bu ilişkiyi istiyoruz? Buradaki motivasyonumuz nedir? Eğer motivasyonumuz aylardır kimseyle tanışmamış olmamız, kimseyle görüşmemiş olmamız veya yaşımız, yalnızlığımızsa öncelikle iyi bir yerde olmadığımızı söylemeliyiz.
Bizim motivasyonumuz o kişiyle çok iyi anlaşabilmemiz, birlikte çok iyi vakit geçirmemiz, çok iyi sohbet edebilmemiz, güzel paylaşımlarda bulunabilmemiz, birbirimizi anlamamız olsun. Pozitif şeyler olsun. Gerçekten bir ilişkinin sağlıklı başlayabilmesi ve sürebilmesi için güçlü ve pozitif bir motivasyona ihtiyacımız var. Korku ve endişelere değil. Çaresizliğe değil.
Eğer böyleyse zaten ilişki fizik kanunlarına uyum gösterecektir, varlığını, hareketliliğini içinde taşıdığı enerji ile sürdürmek isteyecektir. Onu durdurmak isteyecek ters yöndeki olumsuz kuvvetlere üstün gelebilecektir. İki kişinin isteği ilişkiyi aynı yöne hareket ettirebilecektir. Diğer tüm ihtimaller arkada kıvılcım olarak kalacaktır.
Eğer böyle değilse, ancak çıkan kıvılcımların tutuşmasını, ateşin yanıp içimizi ısıtmasını bekleriz. Bekleriz gerçekten. Bekleriz.
Bu yüzden beklemeyelim. Umudumuz ufak kıvılcımlar olmasın. Gerçekten büyük tutkularımız olsun. Olur ya bu kıvılcımlardan bir ilişki doğarsa, onun sönük güçsüz ateşine razı gelmeyelim. Bununla yetinmeyelim. Çok daha güzel, güçlü bir ilişki yaşama şansımızı kendi elimizden almayalım.
Güçlü motivasyonlarımız olsun mutluluk, huzur, sevgi, şefkat, anlayış, ilgi, hoşgörü gibi.
Biz buna değeriz 🙂
Daha iyi bir ilişki için, güçlü motivasyonumuz olsun.