Lider denilince aklımıza bir grubun önünde giden, o grubu yönlendiren, grubun kendi istediği doğrultuda gitmesini sağlayan kişi gelirdi. Yani güç sahibi ve bu gücü o grubun üstünde gösterebilen, gruba hükmedebilen kişi. Sözünü geçiren, aksilikleri önleyen, yoldan çıkmaları önleyen kişi, lider.
Meğerse bu tanım liderlikten uzak, despotluğa, diktatörlüğe yakın bir tanımmış da biz senelerce bir yanılgıyı beslemiş durmuşuz.
Lider, gerçekte, içimizdeki potansiyeli ortaya çıkarmamızı sağlayan, yapabileceğimizin en iyisini yapabilmemiz için bize güç veren kişidir. Bizi motive eder, bize yardımcı olur. Amacı bizi manipüle etmek veya kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmek, kullanmak değildir.
Bizim, kendi hayatımız için seçtiğimiz yolda, daha sağlıklı adımlar atabilmemizi, varmak istediğimiz yolda karşılaşabileceğimiz sorunlarla daha rahat mücadele edebilmemizi sağlar. Bize ilham verir.
Lider olmak, bir kurumun başında olmayı, herhangi bir konumda olmayı gerektirmez. Hepimiz hem kendi hayatımız için hem de başka hayatlar için liderleriz. Kimi zaman sıra arkadaşımız, kimi zaman kardeşimiz, kimi zaman iş arkadaşımız, bazen tanımadığımız kişiler için bile lider olabiliyoruz.
En önemlisi lider olarak sorumluluklarımız var. Güç, beraberinde sorumluluk getirir. Daha iyi örnek olabilmeyi, daha adil, daha anlayışlı, daha yardımcı, daha sevgi dolu, toleranslı olabilmeyi gerektirir. Daha çok dinlemeyi, anlamayı gerektirir.
Liderler, güç peşinde koşan, sorumsuz, saygısız kişiler değildir. Aksine, topluma huzur getirebilen, yüce gönüllü kişilerdir.
Her birimiz başka başka hayatların liderleriyiz. O halde, süper gücümüzün sorumluluğunu alalım.
Paylaştıkça daha iyiye, beraberce.
Çoğu araştırmacı liderlikle (leadership) baskınlığı (dominance) karıştırmıştır. “otoriter olmayan” liderlik işbirliğinden kaynaklanır ve takipçileri tarafından lidere bahşedilen bir üstünlüktür. Böylesi toplumlarda liderler takipçilerinin kontrolü altındadır ve onlara hesap verir. bütünleşmenin yönü: lider takipçileriyle bütünleşmiştir. “reverse dominance hierarchy” olarak adlandırılan bu durumu deneyimleyen toplumlar “eşitlikçi” (egalitarian) toplumlardır. primat türleri içerisinde sadece homo sapiens eşitlikçi bir toplumlar yaratmada başarılı olmuştur.
“otoriter” liderlik (dominance) ise rekabetten kaynaklanır ve baskın liderler tarafından takipçilerine empoze edilmiştir. böylesi toplumlarda takipçiler liderin kontrolü altındadır; hesap sorma değil, biat esastır. bütünleşmenin yönü: takipçileri liderle bütünleşmiştir.
BeğenLiked by 2 people
Şahane bir özet 🙂 Kaleminize sağlık!
BeğenLiked by 1 kişi
Çok etkileyiciydi teşekkür
BeğenLiked by 2 people