1- Sevdiklerimizi yanımızda hayal ederek
Maya Angelao’nun bir sözü vardır:
Yalnız değilsiniz. Bir yere giderken sevdiğiniz herkesi yanınıza alın.
Bir mülakata girerken, zorlu bir ortamda, kendimizi yalnız, güçsüz hissettiğimizde sevdiğimiz, güvendiğimiz herkesi bize güç vermeleri için yanımıza alabiliriz: Hayal ederek, imgeleyerek.
2- Huzurlu olduğumuz, sevdiğimiz bir ortamı hayal edebiliriz
Böyle yerler seçmek kıymetli. Nerede kendimizi rahat, huzurlu hissediyoruz? Ortamda neler var? Yanımızda kimler var? Neler görüyoruz, kokluyoruz?
Kendimizi tekrar oraya götürelim. Burada dilediğimiz kadar derin nefesler alalım.
3- Derin nefesler alabiliriz
Olduğumuz yerde, biraz rahat bir oturma, uzanma pozisyonunda, mümkünse gözlerimizi kapatarak:
Derin bir nefes alabilir miyiz? Uzun bir nefes alalım ve uzun bir nefes verelim. Alışımız da verişimiz de 5-6 saniye sürsün. Bu nefes senkron nefes diye adlandırılıyor.
Bir daha yapalım. Ve birkaç defa daha.
Daha iyi hissediyor muyuz?
Bunu 20 dakika boyunca yapmayı denemek ister misiniz?
4- Kendinizin en sevecen, şefkatli, bilge versiyonunu yanınıza çağırabilir misiniz?
Gelecekten gelsin, içinizden gelsin. En bilge, en şefkatli haliniz yanınıza gelse, size ne söylerdi? Size nasıl bakardı? Kocaman sarılır mıydı? Şefkatle kucağına alır mıydı?
Sımsıcak bir bakışa, kocaman bir sarılmaya, anlayışa tüm kalbinizi açabililirsiniz.
5- Teslim etmek
Bu pratikleri yapmak için sıkışmış, bunalmış, zorlanmış hissetmeyi beklemeyelim. Ne kadar çok pratik yaparsak zihnimiz, bedenimiz o denli gevşer, rahatlar ve yeni bir şefkat dili oluşturabilir. Güçlü, şefkatli, anlayışlı bir iç ses. Tam da ihtiyacımız olduğu gibi!
One Comment Kendi yorumunu ekle