“AŞK”

Siz istediniz, ben de “Aşk” ın başlığını yazdım. Gerisini beraber yazalım.

Yorumlarınızı bekliyorum 🙂

24 Comments Kendi yorumunu ekle

  1. serafettin kısacık dedi ki:

    Anlayabilmeyi öğrenmenin en güzel yolu, eş “eşit” olabilmeyi başarabilenlerin yaşadığı marjinal fayda, ortaklasmanin, herseyimiz ortaktir diyebilmenin o güzel hazzı, otekilestirilemeyen herşey, birine ya da inanılan şeye duyulan en saf duygu diye giriş yapayım ben. 🙂

    Liked by 2 people

    1. Zeynep Yılmaz dedi ki:

      Yalnız da birakmazmis Aşk 🙂 Gönlüne sağlık 💕💕

      Liked by 1 kişi

  2. Taylan Yıldırım dedi ki:

    Zamanına , kişisine , karşılıklığına , uygunluğuna bağlı olarak ya hayat dediğimiz zorluğun ta kendisine deva ya da onun katili … Seni deniz yıldızına şefkatle yaklaştıracak kadar da güçlü bir arındırıcı , rakıyı cevabı bulmak için değil soruyu unutmak için içirtecek kadar da yaşamaya darıltıcı . Bir aşka giriyorsan tuzaklara göğüs germeye , uzaklara dalmaya hazırla kendini

    Liked by 2 people

  3. Zeynep dedi ki:

    Çiçeklerle dolu bir doğa fotoğrafında kendini en özel çiçek yerine koymak …kırlangıç misali emek emek çift olmak..duygularla yol alırken yeri geldiğinde mantığını devreye sokup, özgürlük alanlarını eşitleyebilmek..dinlediğin şarkılarda huzurla onunla buluşmak, bir köpeğin başını oksamak, doğanın şarkısını dinlemek..bazen kırılmak..Kırıldığın yerden olgunlaşmak…biz olmak..oturup dünyayı,olayları, insanları konuşmak…bazen zıtlıklarda buluşmak..yargılamamak…bence en önemlisi arkadaş olabilmek…aslında içimden geçenler çokça ama şimdilik bu kadar 🌸🌿🌲🌈

    Liked by 2 people

  4. İlker dedi ki:

    Bence aşk Allahın bize acı cekmemiz için gönderdiği ve bir bir günahların döküleceği en zor şeydir aşk ..Elbette Aşkı kişiler üzerinde değerlendirmemek gerek , bir şehre , bir denizede aşık olabilir insan ama ben ilk anlamdaki aşk dan yazacam , en ilki yani Habille kabilin bir birlerini öldürmelerine sebep olan karşı cinslerin aşkından…
    ilk görürsünüz kalbiniz küt küt atar , daha ilk saniyeden onun deniz gözlerine haps olur kalısınız , ne yana dönseniz o , her saniye adını ve soyadını anacaksınız , bilgisayar ın önünde o , arbanın sağ koltuğunda o , gece o , gündüz o , bulundugu şehre doğru yola çıkılınca 10 ar km azalmaz artık yol kenarındaki km tabelaları 1 er km sayacaksınız , onun gezdiği sokaklar , dokundugu binalara dokunacaksınız , onun samimi arkadaşlarıyla oturup onla olmasanız bile ondan bahsedeceksiniz, ilk elini tutuğunuz günü aklımıza kazıyacaksınız , öğrenci şifreniz olacak artık; çok zordur aşk , ama bir o kadar güzel dir….

    Liked by 1 kişi

    1. Zeynep Yılmaz dedi ki:

      “…yol kenarındaki km tabelaları …”

      Beğen

  5. Cinsiyetlerin değil ruhların; birbirinin kimyasını genişletebilecek, sarsabilecek, ögretebilecek, derinleştirebilecek ruhların buldukları, bulmakla da kalmayıp yaratabildikleri bir şey.

    Liked by 2 people

    1. Zeynep Yılmaz dedi ki:

      “…ruhların buldukları, bulmakla da kalmayıp yaratabildikleri…”

      Beğen

  6. CEMİL IŞIK dedi ki:

    “Ben henüz sensiz yapamıyorum
    El ele aşıklar geçiyor bazen
    Kızın saçı sana benziyorsa yüzümü çeviriyorum
    Her adam bana benziyor biraz
    Hassas kaybetmeyi kabullenmiş
    Ve her kadın sana benziyor
    Unutkan yorgun boşvermiş
    Bu gece dün gece gecelerce günlerce
    Ben henüz sensiz yapamıyorum”
    Büyük aşkların hiç bir zaman bitmeyeceği , yada bitemeyeceğini özetleyen dizeler 🤦‍♂️🤦‍♂️🤦‍♂️🤦‍♂️

    Liked by 1 kişi

  7. Peyami dedi ki:

    Ruhların bulmakla kalmayıp “yaratması” tabiri çok hoşuma gitti. Genellikle pasif olarak, bulunan bir şey olarak anlaşılagelmiştir aşk. Ancak aşk’ı küflendiği yerden çıkartıp, diriltmek için başka bir yerden yaklaşmalıyız. “Yaratmak”, aşka aktif bir konumdan yaklaşarak bu diriltme işine yardımcı olacak bir sözcük. Pasif bakış açısıyla malül olan aşk, ideolojik bir yanılsama olarak görüldü yıllarca. Bu sebeple “aşık olanın gözü kördür” dendiğinde, aşk yaşamın gerçeklerine körleştirir, gerçeklerden uzaklaştırır, bundan dolayı aşka yaklaşılmamalı gibi anlamlar çıkarıldı. Oysa aşkın körleştirmesinin olumsuz değil olumlu tarafına odaklanıldığında aşk, devrimci niteliğine kavuşturularak; yukarıda andığım gibi diriltilmiş olacaktır. Körleşme, gerçeklere körleşme olarak anlaşılıyor. Evet, doğru. Gerçekler olumsuz bir şekilde her yanımızı sardıysa ve kendini gözümüze, bilincimize, hatta bilinçaltımıza sokmadan edemiyorsa; bu gerçekliği başka bir gerçeklikle aşmanın yolu öncelikle körleşmektir. Aşkla körleştikten sonra, yeni görme biçimleri filizlenecektir. Bir yaratım olarak aşk böylece aktif bir rol üstlenecek, onun küflendiği yerden yeni yaşam formları doğacaktır (küf her ne kadar olumsuz bir çağrışım yapsa da nihayetinde canlıdır ve yeni yaşamlara gebedir). Ne mutlu aşk yaratabilene…

    Liked by 1 kişi

    1. Zeynep Yılmaz dedi ki:

      “Tanrı öldü ” den sonra “…malul aşk…” ile
      “…körlestikten sonra…” evrimimizi tamamlayacağız. O halde gören gözlere kaldırıyorum kadehimi 🍷

      Beğen

  8. Ms_leader dedi ki:

    AŞK:
    Gerçekle hayalin homojen karışımı,
    Yaşarken herşeyden üstün, bittiğinde ise hiç yaşanmamış gibi yabancı,
    Her yaşta ve her birey için farklı tanımlanabilecek bir duygu bilmecesi..
    Bu yüzden bence aşk, bana göre aşk diye devam etmek isterim izninizle.
    Niye aşık oluruz?
    – Çok yakışıklı ya da çok güzel olduğu için mi
    – Çok zeki, çok romantik, çok düşünceli ya da eğlenceli biri olduğu için mi
    Eğer bu sebepten olsa idi herkes aynı yakışıklı erkeğe, en güzel kadına, en komik ya da en zeki olana aşık olmaz mıydı?
    Böyle olmadığına göre.
    Aşık olduğumuzu düşünmemizin en fazla yarısının sebebi karşımızdakinin nitelikleri ise, en az diğer yarısının sebebi biz kendimiziz. Evet tam da anladığınız gibi aşık olmayı âşık olacağımız kişiyi biz seçeriz..
    O çok güzel olduğu için değil, her gördüğümüzde zihnimiz onu daha da güzelleştirdiği için adına aşk deriz. Evet ortada bir gerçek vardır hoş görünümlü, akıllı, anlayışlı biri olabilir ama biz onu olduğu gibi hapsetmeyiz zihnimize. Ona eksik kalan yönlerini biz giydiririz. Kara kaşlıdır ama biz onu kalem kaşlı görürüz. Kiloludur ama en çok ona yakışır bir gram fazla yağ. Kibirlidir ama biz adına cool deriz. İki kelimeyi bir araya getiremiyordur ama biz onu doğallık ve saflık olarak görürüz vs.
    O duygulara katılıyor muyum evet. Âşık olduğumuzu düşündüğümüzde karnımız da hissedilen kelebeklerden, dokunduğu her eşyaya yüklenilen anlamdan, varlığı ile güzelleşen en yaşanılmaz şehirlerden, ona ulaştıran her yolun kutsallığı’ndan onsuz anlamını yitiren yaşama kadar her duygunun hissedildiğine şahidim. Ama yine de şairin dediğine sonuna kadar katılıyorum..
    ” güzelliğin beş para etmez bu bendeki aşk olmasa”

    Liked by 2 people

    1. Zeynep Yılmaz dedi ki:

      “Mecnunum, Leylami gördüm”

      Beğen

      1. LemonluSoda dedi ki:

        Harbi bende gördüm Zeynep Hanım aklım başımda değil onda 😦

        Beğen

    2. İLKER dedi ki:

      Bukadar mı iyi özetlenir Aşk valla bravo 👏🏻 👏🏻👏🏻👏🏻
      Beni özetlemişsiniz anldım ama benim Aşkımın geçtiği yerin Yaşanılabilir iller arasında Türkiye de 80. sırada olduğunu nereden bildiniz “ en yaşanılmaz şehirlerden “ 😂😂😂
      Yazınızı defalarca okudum , kaleminizin bam teline sağlık ….

      Liked by 1 kişi

  9. zeynepceren dedi ki:

    Aşk:

    “Kendi olarak, sana gelen-
    sana gereksinimi olmadan, seni isteyen-
    sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen-
    kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan- –
    O, işte…”

    Liked by 1 kişi

  10. İLKER dedi ki:

    Tam göğsünüzün ortasında bir yeriniz acıyacak
    Evinin seni icine sigdiramayacak kadar dar oldugunu
    fark edeceksin…
    Sokaga firlayacaksin…
    Sokaklar da dar gelecek…
    Tipki vucudunun yuregine dar geldigi gibi…
    Ne denizin mavisi acacak icini, ne piril piril
    gokyuzu…
    Kendini tasiyamayacak kadar cok buyuyecek, bir yandan
    da kaybolacak kadar
    kuculeceksin…

    Birileri sana bir seyler anlatacak durmadan…
    “Onemli olan saglik.”
    “Yasamak guzel.”
    “Bos ver, her sey unutulur.”
    Sen hicbirini duymayacaksin…
    Goz yaslarindan etrafi goremez hale geleceksin…
    Ondan olmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra
    kollarinda olmek
    isteyecek kadar cok seveceksin…
    Hep ondan bahsetmek isteyeceksin…
    “Olume care bulundu” ya da “Yarin kiyamet kopacakmis”
    deseler basini kaldirip Ne
    dedin?” diye sormayacaksin…
    Yalniz kalmak isteyeceksin…
    Hem de kalabaliklarin arasinda kaybolmak…
    Ikisi de yetmeyecek…
    Gecmisi dusuneceksin…
    Neredeyse dakika dakika…
    Ama kotuleri atlayarak…
    Onunla gectigin yerlerden gecmek isteyeceksin…
    Gittigin yerlere gitmek…
    Bu sana hic iyi gelmeyecek…
    Ama bile bile yapacaksin…
    Biri sana icindeki aciyi sokup atabilecegini
    soylese,kacacaksin…
    Aslinda kurtulmak istedigin halde, o aciyi yasamak
    icin direneceksin…
    Hayatinin geri kalanini onu dusunerek gecirmek
    isteyeceksin….
    Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin…
    Herkesi ona benzetip…
    Kimseyi onun yerine koyamayacaksin…
    Hicbir sey oyalamayacak seni…
    Ilaclara siginacaksin…
    Birkac saat kafani bulandiran ama asla onu
    unutturmayan…
    Sadece bir muddet buzlu camin arkasindan
    seyrettiren…
    Butun sarkilar sizin icin yazilmis gibi gelecek…
    Bogazin dugumlenecek, dinleyemeyeceksin…
    Uyumak zor, uyanmak kolay olacak…
    Sabahi iple cekeceksin…
    Bazen de “Hic gunes dogmasa” diyeceksin…
    Ne geceler rahatlatacak seni ne gunduzler…
    Olmeyi isteyip, olemeyeceksin…
    Belki civi civiyi soker diye can havliyle onune cikana
    sarilmak isteyeceksin
    Nafile…
    Dusuncesi bile tahammul edilmez gelecek…
    Ruyalar goreceksin, gercek olmasini istedigin…
    Her sicrayarak uyandiginda onun adini soyledigini fark
    edeceksin…
    Telefonun calmasini bekleyeceksin…
    Aramayacagini bile bile…
    Her caldiginda yuregin agzina gelecek…
    Aglamakli konusacaksin arayanlarla…
    Yuregin burkulacak…
    Canin yanacak…
    Bir daha sevmemeye yemin edeceksin…
    Hayata dair hicbir sey yapmak gelmeyecek icinden…
    Onun sesini bir kez daha duymak icin yani
    tutusacaksin…
    Defalarca aradigi gunlerin kiymetini bilmedigin icin
    nefret edeceksin…
    Yasadigin sehri terk etmek isteyeceksin…
    Onunla hicbir aninin olmadigi bir yerlere gidip
    yerlesmek…
    Ama bir umut…
    Onunla bir gun bir yerde karsilasma umudu…
    Bu umut seni gitmekten alikoyacak…
    Gel gitler icinde yasayacaksin…
    Buna yasamak denirse…

    Liked by 1 kişi

    1. Zeynep Yılmaz dedi ki:

      Nefesimi tutup okudum. Bu nefesle bir süre idare edebileceğim sanırım

      Beğen

  11. Cedric'in Chan'i dedi ki:

    Sahip olmadığınız birine ait olmak ne demek biliyor musunuz?

    İlk günaydınınızı adınızı bilmeyen birine söylemek

    Her mutluluğunuzda onu her mutsuzluğunu da onu düşünmek

    O yalnız hissetmesin diye dualar etmek

    Sizden her uzaklaştığında küsmek hayata

    Ona habersiz küsmek

    Ve dayanamayıp affetmek onu

    Gittiğiniz her yere götürmek onu

    Gittiği her yerde özlemek habersizce

    Aldığı her nefese şükretmek

    Üzüntülerine yas tutmak

    Başarılarıyla övünmek

    Habersizce kıskanmak

    Ve sizi tanımayan onu kıskandırmaya çalışmak

    Ona onsuz ağlamak

    Kısaca ona ait olmak onsuz,

    Sevmek habersizce onu

    Kalbimizi doldurmak onunla

    Her nefesinizde içinize onu çekmek

    Ve kapatmak kapılarınızı onun dışındaki herkese

    Sevmek, onu onsuz sevmek

    Beklemek yarın belki bu gece gelecekmiş gibi beklemek…

    Beğen

  12. Laf Ebedi dedi ki:

    Ah Be Fernando!.. Bu kadar sevilir mi? Yazık ettin kendine…

    Sevmeyip ne yapsaydım sevmeden de olmuyor. Benim için imkansız sevmemek.

    Izdırap… Bak hem de nasıl ızdırap? Gözyaşlarımdan anladım ızdırap olduğunu. Çünkü yanağımı yakıp öyle iniyor çeneme doğru.

    İlahi Aşk varken kul sevilir mi? Öğrenemedin mi birçok ünlü aşk destanından. E şimdi sürün…

    Hakettin Fernando… Arkandan türlü numara döndürür artık bu vicdan yoksulları… E hakettin sürün öyleyse…

    Liked by 1 kişi

  13. İLKER dedi ki:

    Sahip olmadığınız birine ait olmak ne demek biliyor musunuz ?

    iyi bilirim 😦

    Beğen

  14. heyhat4 dedi ki:

    Aşk sonu olmayan yolculuğa çıkarcasına bavulunu toplamak gibidir. Başlangıçta sadece kendi anılarını taşır o bavul sonraları dolmaya başlar birlikte yaşanan anılar ve duygularla.

    Liked by 1 kişi

  15. ersoyselki dedi ki:

    İnsanın eksiğini tamamlama çabası.

    Beğen

Yorum bırakın