Anlayabilmeyi öğrenmenin en güzel yolu, eş “eşit” olabilmeyi başarabilenlerin yaşadığı marjinal fayda, ortaklasmanin, herseyimiz ortaktir diyebilmenin o güzel hazzı, otekilestirilemeyen herşey, birine ya da inanılan şeye duyulan en saf duygu diye giriş yapayım ben. 🙂
Zamanına , kişisine , karşılıklığına , uygunluğuna bağlı olarak ya hayat dediğimiz zorluğun ta kendisine deva ya da onun katili … Seni deniz yıldızına şefkatle yaklaştıracak kadar da güçlü bir arındırıcı , rakıyı cevabı bulmak için değil soruyu unutmak için içirtecek kadar da yaşamaya darıltıcı . Bir aşka giriyorsan tuzaklara göğüs germeye , uzaklara dalmaya hazırla kendini
Çiçeklerle dolu bir doğa fotoğrafında kendini en özel çiçek yerine koymak …kırlangıç misali emek emek çift olmak..duygularla yol alırken yeri geldiğinde mantığını devreye sokup, özgürlük alanlarını eşitleyebilmek..dinlediğin şarkılarda huzurla onunla buluşmak, bir köpeğin başını oksamak, doğanın şarkısını dinlemek..bazen kırılmak..Kırıldığın yerden olgunlaşmak…biz olmak..oturup dünyayı,olayları, insanları konuşmak…bazen zıtlıklarda buluşmak..yargılamamak…bence en önemlisi arkadaş olabilmek…aslında içimden geçenler çokça ama şimdilik bu kadar 🌸🌿🌲🌈
Bence aşk Allahın bize acı cekmemiz için gönderdiği ve bir bir günahların döküleceği en zor şeydir aşk ..Elbette Aşkı kişiler üzerinde değerlendirmemek gerek , bir şehre , bir denizede aşık olabilir insan ama ben ilk anlamdaki aşk dan yazacam , en ilki yani Habille kabilin bir birlerini öldürmelerine sebep olan karşı cinslerin aşkından…
ilk görürsünüz kalbiniz küt küt atar , daha ilk saniyeden onun deniz gözlerine haps olur kalısınız , ne yana dönseniz o , her saniye adını ve soyadını anacaksınız , bilgisayar ın önünde o , arbanın sağ koltuğunda o , gece o , gündüz o , bulundugu şehre doğru yola çıkılınca 10 ar km azalmaz artık yol kenarındaki km tabelaları 1 er km sayacaksınız , onun gezdiği sokaklar , dokundugu binalara dokunacaksınız , onun samimi arkadaşlarıyla oturup onla olmasanız bile ondan bahsedeceksiniz, ilk elini tutuğunuz günü aklımıza kazıyacaksınız , öğrenci şifreniz olacak artık; çok zordur aşk , ama bir o kadar güzel dir….
“Ben henüz sensiz yapamıyorum
El ele aşıklar geçiyor bazen
Kızın saçı sana benziyorsa yüzümü çeviriyorum
Her adam bana benziyor biraz
Hassas kaybetmeyi kabullenmiş
Ve her kadın sana benziyor
Unutkan yorgun boşvermiş
Bu gece dün gece gecelerce günlerce
Ben henüz sensiz yapamıyorum”
Büyük aşkların hiç bir zaman bitmeyeceği , yada bitemeyeceğini özetleyen dizeler 🤦♂️🤦♂️🤦♂️🤦♂️
Ruhların bulmakla kalmayıp “yaratması” tabiri çok hoşuma gitti. Genellikle pasif olarak, bulunan bir şey olarak anlaşılagelmiştir aşk. Ancak aşk’ı küflendiği yerden çıkartıp, diriltmek için başka bir yerden yaklaşmalıyız. “Yaratmak”, aşka aktif bir konumdan yaklaşarak bu diriltme işine yardımcı olacak bir sözcük. Pasif bakış açısıyla malül olan aşk, ideolojik bir yanılsama olarak görüldü yıllarca. Bu sebeple “aşık olanın gözü kördür” dendiğinde, aşk yaşamın gerçeklerine körleştirir, gerçeklerden uzaklaştırır, bundan dolayı aşka yaklaşılmamalı gibi anlamlar çıkarıldı. Oysa aşkın körleştirmesinin olumsuz değil olumlu tarafına odaklanıldığında aşk, devrimci niteliğine kavuşturularak; yukarıda andığım gibi diriltilmiş olacaktır. Körleşme, gerçeklere körleşme olarak anlaşılıyor. Evet, doğru. Gerçekler olumsuz bir şekilde her yanımızı sardıysa ve kendini gözümüze, bilincimize, hatta bilinçaltımıza sokmadan edemiyorsa; bu gerçekliği başka bir gerçeklikle aşmanın yolu öncelikle körleşmektir. Aşkla körleştikten sonra, yeni görme biçimleri filizlenecektir. Bir yaratım olarak aşk böylece aktif bir rol üstlenecek, onun küflendiği yerden yeni yaşam formları doğacaktır (küf her ne kadar olumsuz bir çağrışım yapsa da nihayetinde canlıdır ve yeni yaşamlara gebedir). Ne mutlu aşk yaratabilene…
AŞK:
Gerçekle hayalin homojen karışımı,
Yaşarken herşeyden üstün, bittiğinde ise hiç yaşanmamış gibi yabancı,
Her yaşta ve her birey için farklı tanımlanabilecek bir duygu bilmecesi..
Bu yüzden bence aşk, bana göre aşk diye devam etmek isterim izninizle.
Niye aşık oluruz?
– Çok yakışıklı ya da çok güzel olduğu için mi
– Çok zeki, çok romantik, çok düşünceli ya da eğlenceli biri olduğu için mi
Eğer bu sebepten olsa idi herkes aynı yakışıklı erkeğe, en güzel kadına, en komik ya da en zeki olana aşık olmaz mıydı?
Böyle olmadığına göre.
Aşık olduğumuzu düşünmemizin en fazla yarısının sebebi karşımızdakinin nitelikleri ise, en az diğer yarısının sebebi biz kendimiziz. Evet tam da anladığınız gibi aşık olmayı âşık olacağımız kişiyi biz seçeriz..
O çok güzel olduğu için değil, her gördüğümüzde zihnimiz onu daha da güzelleştirdiği için adına aşk deriz. Evet ortada bir gerçek vardır hoş görünümlü, akıllı, anlayışlı biri olabilir ama biz onu olduğu gibi hapsetmeyiz zihnimize. Ona eksik kalan yönlerini biz giydiririz. Kara kaşlıdır ama biz onu kalem kaşlı görürüz. Kiloludur ama en çok ona yakışır bir gram fazla yağ. Kibirlidir ama biz adına cool deriz. İki kelimeyi bir araya getiremiyordur ama biz onu doğallık ve saflık olarak görürüz vs.
O duygulara katılıyor muyum evet. Âşık olduğumuzu düşündüğümüzde karnımız da hissedilen kelebeklerden, dokunduğu her eşyaya yüklenilen anlamdan, varlığı ile güzelleşen en yaşanılmaz şehirlerden, ona ulaştıran her yolun kutsallığı’ndan onsuz anlamını yitiren yaşama kadar her duygunun hissedildiğine şahidim. Ama yine de şairin dediğine sonuna kadar katılıyorum..
” güzelliğin beş para etmez bu bendeki aşk olmasa”
Bukadar mı iyi özetlenir Aşk valla bravo 👏🏻 👏🏻👏🏻👏🏻
Beni özetlemişsiniz anldım ama benim Aşkımın geçtiği yerin Yaşanılabilir iller arasında Türkiye de 80. sırada olduğunu nereden bildiniz “ en yaşanılmaz şehirlerden “ 😂😂😂
Yazınızı defalarca okudum , kaleminizin bam teline sağlık ….
“Kendi olarak, sana gelen-
sana gereksinimi olmadan, seni isteyen-
sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen-
kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan- –
O, işte…”
Tam göğsünüzün ortasında bir yeriniz acıyacak
Evinin seni icine sigdiramayacak kadar dar oldugunu
fark edeceksin…
Sokaga firlayacaksin…
Sokaklar da dar gelecek…
Tipki vucudunun yuregine dar geldigi gibi…
Ne denizin mavisi acacak icini, ne piril piril
gokyuzu…
Kendini tasiyamayacak kadar cok buyuyecek, bir yandan
da kaybolacak kadar
kuculeceksin…
Birileri sana bir seyler anlatacak durmadan…
“Onemli olan saglik.”
“Yasamak guzel.”
“Bos ver, her sey unutulur.”
Sen hicbirini duymayacaksin…
Goz yaslarindan etrafi goremez hale geleceksin…
Ondan olmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra
kollarinda olmek
isteyecek kadar cok seveceksin…
Hep ondan bahsetmek isteyeceksin…
“Olume care bulundu” ya da “Yarin kiyamet kopacakmis”
deseler basini kaldirip Ne
dedin?” diye sormayacaksin…
Yalniz kalmak isteyeceksin…
Hem de kalabaliklarin arasinda kaybolmak…
Ikisi de yetmeyecek…
Gecmisi dusuneceksin…
Neredeyse dakika dakika…
Ama kotuleri atlayarak…
Onunla gectigin yerlerden gecmek isteyeceksin…
Gittigin yerlere gitmek…
Bu sana hic iyi gelmeyecek…
Ama bile bile yapacaksin…
Biri sana icindeki aciyi sokup atabilecegini
soylese,kacacaksin…
Aslinda kurtulmak istedigin halde, o aciyi yasamak
icin direneceksin…
Hayatinin geri kalanini onu dusunerek gecirmek
isteyeceksin….
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin…
Herkesi ona benzetip…
Kimseyi onun yerine koyamayacaksin…
Hicbir sey oyalamayacak seni…
Ilaclara siginacaksin…
Birkac saat kafani bulandiran ama asla onu
unutturmayan…
Sadece bir muddet buzlu camin arkasindan
seyrettiren…
Butun sarkilar sizin icin yazilmis gibi gelecek…
Bogazin dugumlenecek, dinleyemeyeceksin…
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak…
Sabahi iple cekeceksin…
Bazen de “Hic gunes dogmasa” diyeceksin…
Ne geceler rahatlatacak seni ne gunduzler…
Olmeyi isteyip, olemeyeceksin…
Belki civi civiyi soker diye can havliyle onune cikana
sarilmak isteyeceksin
Nafile…
Dusuncesi bile tahammul edilmez gelecek…
Ruyalar goreceksin, gercek olmasini istedigin…
Her sicrayarak uyandiginda onun adini soyledigini fark
edeceksin…
Telefonun calmasini bekleyeceksin…
Aramayacagini bile bile…
Her caldiginda yuregin agzina gelecek…
Aglamakli konusacaksin arayanlarla…
Yuregin burkulacak…
Canin yanacak…
Bir daha sevmemeye yemin edeceksin…
Hayata dair hicbir sey yapmak gelmeyecek icinden…
Onun sesini bir kez daha duymak icin yani
tutusacaksin…
Defalarca aradigi gunlerin kiymetini bilmedigin icin
nefret edeceksin…
Yasadigin sehri terk etmek isteyeceksin…
Onunla hicbir aninin olmadigi bir yerlere gidip
yerlesmek…
Ama bir umut…
Onunla bir gun bir yerde karsilasma umudu…
Bu umut seni gitmekten alikoyacak…
Gel gitler icinde yasayacaksin…
Buna yasamak denirse…
Aşk sonu olmayan yolculuğa çıkarcasına bavulunu toplamak gibidir. Başlangıçta sadece kendi anılarını taşır o bavul sonraları dolmaya başlar birlikte yaşanan anılar ve duygularla.
Anlayabilmeyi öğrenmenin en güzel yolu, eş “eşit” olabilmeyi başarabilenlerin yaşadığı marjinal fayda, ortaklasmanin, herseyimiz ortaktir diyebilmenin o güzel hazzı, otekilestirilemeyen herşey, birine ya da inanılan şeye duyulan en saf duygu diye giriş yapayım ben. 🙂
BeğenLiked by 2 people
Yalnız da birakmazmis Aşk 🙂 Gönlüne sağlık 💕💕
BeğenLiked by 1 kişi
Zamanına , kişisine , karşılıklığına , uygunluğuna bağlı olarak ya hayat dediğimiz zorluğun ta kendisine deva ya da onun katili … Seni deniz yıldızına şefkatle yaklaştıracak kadar da güçlü bir arındırıcı , rakıyı cevabı bulmak için değil soruyu unutmak için içirtecek kadar da yaşamaya darıltıcı . Bir aşka giriyorsan tuzaklara göğüs germeye , uzaklara dalmaya hazırla kendini
BeğenLiked by 2 people
Çiçeklerle dolu bir doğa fotoğrafında kendini en özel çiçek yerine koymak …kırlangıç misali emek emek çift olmak..duygularla yol alırken yeri geldiğinde mantığını devreye sokup, özgürlük alanlarını eşitleyebilmek..dinlediğin şarkılarda huzurla onunla buluşmak, bir köpeğin başını oksamak, doğanın şarkısını dinlemek..bazen kırılmak..Kırıldığın yerden olgunlaşmak…biz olmak..oturup dünyayı,olayları, insanları konuşmak…bazen zıtlıklarda buluşmak..yargılamamak…bence en önemlisi arkadaş olabilmek…aslında içimden geçenler çokça ama şimdilik bu kadar 🌸🌿🌲🌈
BeğenLiked by 2 people
Bence aşk Allahın bize acı cekmemiz için gönderdiği ve bir bir günahların döküleceği en zor şeydir aşk ..Elbette Aşkı kişiler üzerinde değerlendirmemek gerek , bir şehre , bir denizede aşık olabilir insan ama ben ilk anlamdaki aşk dan yazacam , en ilki yani Habille kabilin bir birlerini öldürmelerine sebep olan karşı cinslerin aşkından…
ilk görürsünüz kalbiniz küt küt atar , daha ilk saniyeden onun deniz gözlerine haps olur kalısınız , ne yana dönseniz o , her saniye adını ve soyadını anacaksınız , bilgisayar ın önünde o , arbanın sağ koltuğunda o , gece o , gündüz o , bulundugu şehre doğru yola çıkılınca 10 ar km azalmaz artık yol kenarındaki km tabelaları 1 er km sayacaksınız , onun gezdiği sokaklar , dokundugu binalara dokunacaksınız , onun samimi arkadaşlarıyla oturup onla olmasanız bile ondan bahsedeceksiniz, ilk elini tutuğunuz günü aklımıza kazıyacaksınız , öğrenci şifreniz olacak artık; çok zordur aşk , ama bir o kadar güzel dir….
BeğenLiked by 1 kişi
“…yol kenarındaki km tabelaları …”
BeğenBeğen
Cinsiyetlerin değil ruhların; birbirinin kimyasını genişletebilecek, sarsabilecek, ögretebilecek, derinleştirebilecek ruhların buldukları, bulmakla da kalmayıp yaratabildikleri bir şey.
BeğenLiked by 2 people
“…ruhların buldukları, bulmakla da kalmayıp yaratabildikleri…”
BeğenBeğen
“Ben henüz sensiz yapamıyorum
El ele aşıklar geçiyor bazen
Kızın saçı sana benziyorsa yüzümü çeviriyorum
Her adam bana benziyor biraz
Hassas kaybetmeyi kabullenmiş
Ve her kadın sana benziyor
Unutkan yorgun boşvermiş
Bu gece dün gece gecelerce günlerce
Ben henüz sensiz yapamıyorum”
Büyük aşkların hiç bir zaman bitmeyeceği , yada bitemeyeceğini özetleyen dizeler 🤦♂️🤦♂️🤦♂️🤦♂️
BeğenLiked by 1 kişi
Ruhların bulmakla kalmayıp “yaratması” tabiri çok hoşuma gitti. Genellikle pasif olarak, bulunan bir şey olarak anlaşılagelmiştir aşk. Ancak aşk’ı küflendiği yerden çıkartıp, diriltmek için başka bir yerden yaklaşmalıyız. “Yaratmak”, aşka aktif bir konumdan yaklaşarak bu diriltme işine yardımcı olacak bir sözcük. Pasif bakış açısıyla malül olan aşk, ideolojik bir yanılsama olarak görüldü yıllarca. Bu sebeple “aşık olanın gözü kördür” dendiğinde, aşk yaşamın gerçeklerine körleştirir, gerçeklerden uzaklaştırır, bundan dolayı aşka yaklaşılmamalı gibi anlamlar çıkarıldı. Oysa aşkın körleştirmesinin olumsuz değil olumlu tarafına odaklanıldığında aşk, devrimci niteliğine kavuşturularak; yukarıda andığım gibi diriltilmiş olacaktır. Körleşme, gerçeklere körleşme olarak anlaşılıyor. Evet, doğru. Gerçekler olumsuz bir şekilde her yanımızı sardıysa ve kendini gözümüze, bilincimize, hatta bilinçaltımıza sokmadan edemiyorsa; bu gerçekliği başka bir gerçeklikle aşmanın yolu öncelikle körleşmektir. Aşkla körleştikten sonra, yeni görme biçimleri filizlenecektir. Bir yaratım olarak aşk böylece aktif bir rol üstlenecek, onun küflendiği yerden yeni yaşam formları doğacaktır (küf her ne kadar olumsuz bir çağrışım yapsa da nihayetinde canlıdır ve yeni yaşamlara gebedir). Ne mutlu aşk yaratabilene…
BeğenLiked by 1 kişi
“Tanrı öldü ” den sonra “…malul aşk…” ile
“…körlestikten sonra…” evrimimizi tamamlayacağız. O halde gören gözlere kaldırıyorum kadehimi 🍷
BeğenBeğen
AŞK:
Gerçekle hayalin homojen karışımı,
Yaşarken herşeyden üstün, bittiğinde ise hiç yaşanmamış gibi yabancı,
Her yaşta ve her birey için farklı tanımlanabilecek bir duygu bilmecesi..
Bu yüzden bence aşk, bana göre aşk diye devam etmek isterim izninizle.
Niye aşık oluruz?
– Çok yakışıklı ya da çok güzel olduğu için mi
– Çok zeki, çok romantik, çok düşünceli ya da eğlenceli biri olduğu için mi
Eğer bu sebepten olsa idi herkes aynı yakışıklı erkeğe, en güzel kadına, en komik ya da en zeki olana aşık olmaz mıydı?
Böyle olmadığına göre.
Aşık olduğumuzu düşünmemizin en fazla yarısının sebebi karşımızdakinin nitelikleri ise, en az diğer yarısının sebebi biz kendimiziz. Evet tam da anladığınız gibi aşık olmayı âşık olacağımız kişiyi biz seçeriz..
O çok güzel olduğu için değil, her gördüğümüzde zihnimiz onu daha da güzelleştirdiği için adına aşk deriz. Evet ortada bir gerçek vardır hoş görünümlü, akıllı, anlayışlı biri olabilir ama biz onu olduğu gibi hapsetmeyiz zihnimize. Ona eksik kalan yönlerini biz giydiririz. Kara kaşlıdır ama biz onu kalem kaşlı görürüz. Kiloludur ama en çok ona yakışır bir gram fazla yağ. Kibirlidir ama biz adına cool deriz. İki kelimeyi bir araya getiremiyordur ama biz onu doğallık ve saflık olarak görürüz vs.
O duygulara katılıyor muyum evet. Âşık olduğumuzu düşündüğümüzde karnımız da hissedilen kelebeklerden, dokunduğu her eşyaya yüklenilen anlamdan, varlığı ile güzelleşen en yaşanılmaz şehirlerden, ona ulaştıran her yolun kutsallığı’ndan onsuz anlamını yitiren yaşama kadar her duygunun hissedildiğine şahidim. Ama yine de şairin dediğine sonuna kadar katılıyorum..
” güzelliğin beş para etmez bu bendeki aşk olmasa”
BeğenLiked by 2 people
“Mecnunum, Leylami gördüm”
BeğenBeğen
Harbi bende gördüm Zeynep Hanım aklım başımda değil onda 😦
BeğenBeğen
:))
BeğenBeğen
Bukadar mı iyi özetlenir Aşk valla bravo 👏🏻 👏🏻👏🏻👏🏻
Beni özetlemişsiniz anldım ama benim Aşkımın geçtiği yerin Yaşanılabilir iller arasında Türkiye de 80. sırada olduğunu nereden bildiniz “ en yaşanılmaz şehirlerden “ 😂😂😂
Yazınızı defalarca okudum , kaleminizin bam teline sağlık ….
BeğenLiked by 1 kişi
Aşk:
“Kendi olarak, sana gelen-
sana gereksinimi olmadan, seni isteyen-
sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen-
kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan- –
O, işte…”
BeğenLiked by 1 kişi
Tam göğsünüzün ortasında bir yeriniz acıyacak
Evinin seni icine sigdiramayacak kadar dar oldugunu
fark edeceksin…
Sokaga firlayacaksin…
Sokaklar da dar gelecek…
Tipki vucudunun yuregine dar geldigi gibi…
Ne denizin mavisi acacak icini, ne piril piril
gokyuzu…
Kendini tasiyamayacak kadar cok buyuyecek, bir yandan
da kaybolacak kadar
kuculeceksin…
Birileri sana bir seyler anlatacak durmadan…
“Onemli olan saglik.”
“Yasamak guzel.”
“Bos ver, her sey unutulur.”
Sen hicbirini duymayacaksin…
Goz yaslarindan etrafi goremez hale geleceksin…
Ondan olmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra
kollarinda olmek
isteyecek kadar cok seveceksin…
Hep ondan bahsetmek isteyeceksin…
“Olume care bulundu” ya da “Yarin kiyamet kopacakmis”
deseler basini kaldirip Ne
dedin?” diye sormayacaksin…
Yalniz kalmak isteyeceksin…
Hem de kalabaliklarin arasinda kaybolmak…
Ikisi de yetmeyecek…
Gecmisi dusuneceksin…
Neredeyse dakika dakika…
Ama kotuleri atlayarak…
Onunla gectigin yerlerden gecmek isteyeceksin…
Gittigin yerlere gitmek…
Bu sana hic iyi gelmeyecek…
Ama bile bile yapacaksin…
Biri sana icindeki aciyi sokup atabilecegini
soylese,kacacaksin…
Aslinda kurtulmak istedigin halde, o aciyi yasamak
icin direneceksin…
Hayatinin geri kalanini onu dusunerek gecirmek
isteyeceksin….
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin…
Herkesi ona benzetip…
Kimseyi onun yerine koyamayacaksin…
Hicbir sey oyalamayacak seni…
Ilaclara siginacaksin…
Birkac saat kafani bulandiran ama asla onu
unutturmayan…
Sadece bir muddet buzlu camin arkasindan
seyrettiren…
Butun sarkilar sizin icin yazilmis gibi gelecek…
Bogazin dugumlenecek, dinleyemeyeceksin…
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak…
Sabahi iple cekeceksin…
Bazen de “Hic gunes dogmasa” diyeceksin…
Ne geceler rahatlatacak seni ne gunduzler…
Olmeyi isteyip, olemeyeceksin…
Belki civi civiyi soker diye can havliyle onune cikana
sarilmak isteyeceksin
Nafile…
Dusuncesi bile tahammul edilmez gelecek…
Ruyalar goreceksin, gercek olmasini istedigin…
Her sicrayarak uyandiginda onun adini soyledigini fark
edeceksin…
Telefonun calmasini bekleyeceksin…
Aramayacagini bile bile…
Her caldiginda yuregin agzina gelecek…
Aglamakli konusacaksin arayanlarla…
Yuregin burkulacak…
Canin yanacak…
Bir daha sevmemeye yemin edeceksin…
Hayata dair hicbir sey yapmak gelmeyecek icinden…
Onun sesini bir kez daha duymak icin yani
tutusacaksin…
Defalarca aradigi gunlerin kiymetini bilmedigin icin
nefret edeceksin…
Yasadigin sehri terk etmek isteyeceksin…
Onunla hicbir aninin olmadigi bir yerlere gidip
yerlesmek…
Ama bir umut…
Onunla bir gun bir yerde karsilasma umudu…
Bu umut seni gitmekten alikoyacak…
Gel gitler icinde yasayacaksin…
Buna yasamak denirse…
BeğenLiked by 1 kişi
Nefesimi tutup okudum. Bu nefesle bir süre idare edebileceğim sanırım
BeğenBeğen
Sahip olmadığınız birine ait olmak ne demek biliyor musunuz?
İlk günaydınınızı adınızı bilmeyen birine söylemek
Her mutluluğunuzda onu her mutsuzluğunu da onu düşünmek
O yalnız hissetmesin diye dualar etmek
Sizden her uzaklaştığında küsmek hayata
Ona habersiz küsmek
Ve dayanamayıp affetmek onu
Gittiğiniz her yere götürmek onu
Gittiği her yerde özlemek habersizce
Aldığı her nefese şükretmek
Üzüntülerine yas tutmak
Başarılarıyla övünmek
Habersizce kıskanmak
Ve sizi tanımayan onu kıskandırmaya çalışmak
Ona onsuz ağlamak
Kısaca ona ait olmak onsuz,
Sevmek habersizce onu
Kalbimizi doldurmak onunla
Her nefesinizde içinize onu çekmek
Ve kapatmak kapılarınızı onun dışındaki herkese
Sevmek, onu onsuz sevmek
Beklemek yarın belki bu gece gelecekmiş gibi beklemek…
BeğenBeğen
Ah Be Fernando!.. Bu kadar sevilir mi? Yazık ettin kendine…
Sevmeyip ne yapsaydım sevmeden de olmuyor. Benim için imkansız sevmemek.
Izdırap… Bak hem de nasıl ızdırap? Gözyaşlarımdan anladım ızdırap olduğunu. Çünkü yanağımı yakıp öyle iniyor çeneme doğru.
İlahi Aşk varken kul sevilir mi? Öğrenemedin mi birçok ünlü aşk destanından. E şimdi sürün…
Hakettin Fernando… Arkandan türlü numara döndürür artık bu vicdan yoksulları… E hakettin sürün öyleyse…
BeğenLiked by 1 kişi
Sahip olmadığınız birine ait olmak ne demek biliyor musunuz ?
iyi bilirim 😦
BeğenBeğen
Aşk sonu olmayan yolculuğa çıkarcasına bavulunu toplamak gibidir. Başlangıçta sadece kendi anılarını taşır o bavul sonraları dolmaya başlar birlikte yaşanan anılar ve duygularla.
BeğenLiked by 1 kişi
İnsanın eksiğini tamamlama çabası.
BeğenBeğen